KARİKATÜRÜN EĞİTİMDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

KARİKATÜRÜN EĞİTİMDE KULLANILMASI
Eğitimde, grafik öğelerin kullanılmasının çok önemli olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Ancak eğitimcilere görsel grafik öğelerden biri olan karikatürden yararlanmak yeteri kadar sempatik gelmemektedir.
Yakından bakılacak olursa hiçbir araç karikatür kadar öğretimi ilginç kılmaz. Özellikle gelenekselleşmiş mizah anlayışı olan ülkelerde toplumun mizaha yatkınlığından, onların günlük yaşamına giren karikatürden yararlanmamak büyük eksikliktir.
Bir kere karikatür görseldir (göze hitap eder), motivasyon verir, tartışma fırsatı yaratır. Gerek tarihsel, gerekse aktüel tüm konular karikatürle karmaşıklık ve soyutluktan arındırılabilir. Bu durumlarda karikatürle aydınlatılmayan hemen hemen hiçbir konu yoktur. Özellikle Fransa’da bunu ortaya koyan birçok çalışma yapılmıştır (Grünewald, 1979).
Hıfzı Topuz, İletişimde Karikatür ve Toplum’ adlı kitabında “Karikatür eğitimde; okul dışı eğitimde, yetişkinlerin eğitiminde bir işlev bulabilir” dedikten sonra, bu konuda Küba’da, Hindistan’da, Almanya’da, Fransa’da yapılan uygulamalardan söz etmektedir (Topuz, 1986).
Mehtap Karacabey, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Mizah Dergilerinin Halk Eğitimindeki Yeri ve Önemi’ konulu yüksek lisans tezinde önemli bulgular elde etmiştir. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Filiz Kabapınar Yapılandırmacı Öğrenme Sürecine Katkıları Açısından Fen Derslerinde Kullamlabilecek Bir Öğretim Yöntemi Olarak Kavram Karikatürleri’ konulu bir makale yazmıştır. Karikatürcü ve Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hasan Efe değişik zamanlarda ‘Karikatür ve Eğitim’ konulu konferanslar vermiş açıkoturumlara katılmıştır.
Tüm bunlar gösteriyor ki; eğitimde karikatürden yararlanmak kesinlikle gözardı edilemeyecek bir konudur.


KARİKATÜRÜN EĞİTİM SİSTEMİNE KATKILARI
2004 yılında ilk kez ilköğretim okullarının Türkçe Dersi programlarında görsel okuma içinde “karikatürde verilen mesajı algdar” ifadesiyle bu sanatın varlığı kabul görmüştür. Gecikmiş te olsa bu gelişme olumlu katkılar yapacaktır.
Abraham A. Moles, “Karikatür, aynı zamanda didaktik bir sistemdir. Elinde bulundurduğu tüm kitle iletişim araçlarının dökümünü yapan teknolojik toplum, doğum kontrolünden tut , bir buzdolabı tanıtmalığına kadar en basit şeyleri bile öğretmek açısından karikatürün didaktik rolünü keşfetmiştir. Üstelik didaktik karikatür, bir programın ya da bir akıl yürütme sürecinin çeşitli düğüm noktalarına mantıksal düzenler ve sınırlar getirme savındadır. Çoklu imgelerin erdemini, imgeler üstüne kurulu küçük bir öyküyü oluşturan resim dizilerinin değerini, işte burada anlıyoruz. Çizerin kalemi ve saygınlığı bu imgesel dizilerde, okuyucunun gözünü ve kafasını belirli bir sürecin aşamalarını izlemeye götürecektir. Bu anlamda karikatür, gülmeceli çizgi öyküyle birleşebilir ve didaktik bir amaca hizmet edebilir. (….) Karikatür çok şeyler yapabilir; didaktik ya da teknik bir yapıtta, bir kimya ya da bir eczacılık kitabında sadece bir dizi olgunun sentezini değil, aynı zamanda bir didaktiğin öğelerini sağlayabilir” demektedir. (Topuz’un kitabının önsözünden).
İlköğretim öğrencileri için, en azından çocukla iletişim kurmada mizahsal yaklaşımın çekiciliğinden söz edilebilir. Karikatürle iletişim kurmak karmaşık olmayan kolay bir iletişimdir. Dikkat çekicidir, şaşırtıcıdır, akılda kalan bir yanı olacaktır. Karikatürün sıcaklığı, sevimliliği, gülmenin ve gülümsemenin verdiği rahatlık ve gevşemeden yararlanarak istenilen mesajı öğrencinin belleğine yerleştirmek zor olmasa gerek.

1 yorum:

  1. Atilla Özerin Hürriyet Gösteri dergisinde yayımlanan yazısı. Keşke yazardan alıntı olduğunu belirtseydiniz.

    YanıtlaSil